Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ünlü Liderlerden Hikayeler

Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:23 pm

1000 liralık çek
******, ünlü güresci Kurtdereli'ye ödül olarak 1000 liralik bir
is Bankasi ceki veriyor.
Altini Kemal ****** diye imzaliyor, zaten ceklerde resmi de
var. Pehlivan ceki is Bankasi' na götürüyor; kendisine 1000
lirayi ödüyorlar. Muazzam bir para.

Ama Kurtdereli hala bekliyor. "Ne bekliyorsun pehlivan?"
diye sorduklarinda ceki bekledigini söylüyor.
"Parayi aldin, cek bizde kalacak" diyorlar.
"O zaman alin 1000 liranizi, verin cekimi" diyor. "Onda ******'ümün imzasi var."
Ve parayi iade edip ****** imzali ceki sevgiyle cebine
yerlestirerek gidiyor.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:23 pm

Ata ya Hakaret eden Köylü
******’e hakaretten sanık bir köylü hakkında soruşturma yapılıyordu. Durumu Ata’ya bildirdiler.
-Mahkemeye veriyoruz, dediler, size küfür etmiş.
****** sordu:
-Ben ne yapmışım ona?
Soruşturma evrakını inceleyenler açıkladılar:
-Gazete kağıdı ile sardığı sigarayı yakarken kağıt tutuşmuş da ondan.
Bunu söyleyen o zamanın bakanlarından biridir. Bakana şu soruyu yöneltmiş:
-Siz hiç gazete kağıdı ile sigara içtiniz mi?
-Hayır...
-Ben Trablus’ta iken içmiştim. Pek berbat şeydir. Köylü gene bana az küfretmiş. Siz bunun için mahkemeye vereceğiniz yerde, ona insan gibi sigara içmeyi sağlayınız.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:23 pm

UŞAK OLMAYI ÖĞRETEMEDİM…
******'ün davet ettiği İngiliz kralı Türkiye'ye gelir ve Dolmabahçe sarayında sohbete başlarlar.******'ün şöförü kazayla kahveyi kralın üstüne döker.Kral sinirli sinirli yanındakilere "Ne beceriksiz adam.Yanındakilere disiplin verememiş ülkesini nasıl kurtarmış?" demiş.****** demişki:"Ne diyor bu kocaoğlan?" Olayı anlatmışlar Ata cok kızmış ve demişki:"Ben bu millete herşeyi öğrettim sadece uşak olmayı öğretmedim" demiş.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:23 pm

****** ve ŞEYH!
****** Amasya ziyaretinde.Vali konağında yörenin ileri gelenleri ile sohbette. Bir ara tam karsısında oturan birine takılır gözleri. Yaşı ellinin üzerinde bu adam beline kadar inen sakalıyla ******'ün dikkatini çeker. Ata, yanındaki valinin kulağına eğilip sorar;
- Kimdir bu?
Vali yanıt verir;
- Efendim kendisi Şeyh'tır. Yörede çok hatırlısı vardır.
****** Şeyh'ı yanına çağırır ve;
- Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Sunu rica etsem de en azından Peygamber efendimizinki gibi kısaltsan der ve eliyle de boyun altı hizasını gösterir.
Şıh;
- " Emrin olur Paşam " diyerek yerine çekilir.
Aradan zaman geçer, bir aksam ****** Amasya'daki Şeyh'ı hatırlar ve Vali'yi telefonla arayıp durumu sorar. Vali nasıl söyleyeceğini bilememekle birlikte, Şeyh'ın sakal boyunda en küçük bir kısalma bile olmadığını aksine kimselere el sürdürmediğini anlatır. ****** telefonu kapatır, kağıdı kalemi eline alır ve az sonra nazırını çağırıp, yazdığı yazıyı Amasya Valiliği'ne tebliğ etmesini ister. Ertesi gün Amasya'dan bir haber gelir ki Şeyh Efendi Ata'yı görmek üzere Ankara'ya yola çıkmış...
Şeyh gelir, Ata'nın karsısına çıkar. Sakal tamamen kesilmiş, sinekkaydı bir tıraş olunmuş, saçlar kısaltılmış, kılık kıyafet bastan sona değiştirilmiş, bambaşka bir görünüme bürünülmüştür. ******'ün mesai arkadaşları bu değişimi anlayamaz ve Ata'ya sorarlar;
- Aman Paşam, o Şeyh ki sakalına el dahi sürdürmezdi, siz ne ettiniz de kökünden kesmesini sağladınız?
Ata gülümser, sonra da yanındakilere dönüp;
- Dün aksam Amasya Valiliği'ne bir yazı gönderdim ve Şeyh'ı Afyon'a vali atadığımı bildirdim der.
Ardından da yeni bir yazı hazırlayıp nazırına bu yazıyı da Şeyh'a vermesini söyler. Yazıda söyle yazmaktadır;
- İnancın ölçüsünün sakalda olmadığını anladığına sevindim. Valilik meselene gelince, bugün koltuk uğruna kırk yıllık sakalından vazgeçebilen yarın başka şeyler için milletinden bile vazgeçebilir. Seni böyle bir ikileme mahkum bırakmayalım. Kal sağlıcakla...
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:23 pm

****** ve kadin!
Ankara'da yakici bir yaz günü idi ****** beraberinde arkadaslari ve yaverleri oldugu halde Kizilcahamam'a giderken Kazan köyü yakinlarinda durmus ve otomobilinden inmisti. Köyün kadini, genci, yaslisi, ihtiyari köylerin içinden geçen, sosede duran bu yabanci konuklari görünce hep kosustular. Kimi su seyirtti, kimi ayran , bunlardan biri, gügümünden aktardigi soguk ayrani ata'ya uzatti:
- bir soguk ayran içermisiniz,dedi.
Bu çorak iklimin kavurdugu yüzünde bronzlasmis Türk kadinin en bariz ifadelerini tasiyan, bir türk anasi idi. Bögrüne sikistirdigi kundagi biraz daha bastirdiktan sonra, sag elindeki ayran bardagini uzatti, bekledi. Ata'si, ayrani kana kana içmis ve biran durakladiktan sonra ona :
- senin kocan kim ? Diye sormustu
Köylü kadini,yüzü tunçlasmis, elleri nasirli bir Türk anasi Ankara'nin kendine has sivesi ile kocasinin Sakarya harbinde bogazindan yaralanmis bir cengaver oldugunu söyledi. Ata bir soru daha sordu :
- ne zaman dogdun?
- 1919'da ****** Samsun'a çiktigi zaman dogdum.
Ata, bir an düsündü. Yil 1934 idi. Kadinin bu ifadesine göre 15 yasinda olmasi lazim gelirdi. Halbuki karsisindaki kadin 25 yaslarinda görünüyordu tekrar sordu :
- nasil olur
- evet , nasil olurdu .bu sati kadin hiç tereddütsüz, o her zamanki nüktedan haliyle ve memleketin isgal altinda geçirdigi aci yillari ima ederek:
- evet pasam,ondan evvel yasamiyordum ki !
Bu espiri ata'yi bir hayli düsündürdü. Ayrilirken yaverine kadinin ismini ve adresini not ettirdi.daha sonra biz sati kadini büyük millet meclisine giren ilk kadin milletvekili olarak görmekteyiz.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:24 pm

Gaziye Peynir Getiren Teyze
Gazi Çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rasladık. ****** attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu.
- Merhaba nine
Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;
- Merhaba dedi.
- Nereden gelip nereye gidiyorsun?
Kadın şöyle bir duralayıp,
- Neden sordun ki, dedi. Buraların sahabısı mısın? Yoksa bekçisi mi?
Paşa gülümsedi.
- Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin malıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin?
Kadın başını salladı.
- Tabii söyleyeceğim, ben Sincan'ın köylerindenim bey, otun güç bittiği, atın geç yetişdiği kavruk köylerinden birindeyim. Bizim mıhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara'ya geldim.
- Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?
- Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da....Benim iki oğlum gavur harbinde şehit düştü. Memleketi gavurdan kurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Bende gün demeyip mıhtara anlatınca, o da bana bilet alıverip saldı Angaraya, giceleyin geldimdi. Yolu neyi de bilemediğimden işte ağşamdan belli böyle kendimi ordan oraya vurup duruyom bey.
- Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin var mı?
Kadının birden yüzü sertleşti.
- Tövbe de bey tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki...O bizim vatanımızı kurtardı. Bizi düşmanın elinden kurtardı. Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşıyoruz. Şunun bunun gavur dölünün köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağol paşam! Demek için düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşayı bulacağım yeri deyiver. ******'ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Bana dönerek,
- Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanımızdır...Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu. Attan indim. Yaşlı kadının elini tuttum anacığım dedim, sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Paşa yani ****** işte karşında duruyor.

Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp, ******'ün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu. İkisi de ağlıyordu. İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan, ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. Yaşlı kadın belki on defa öptü atanın ellerini. Ata da onun ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu ******'e uzattı;
- Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm. Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi.

Sonra birlikte köşke kadar gittik. Oradakilere şu emri verdi;

"Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin. Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun."
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:24 pm

"Yarım milyonunuz bu uğurda ölür mü?"
Birgün Müslüman memleketlerinden birinde (Mısır'da) bağımsızlık davası için çalışan liderlerden biri, Mustafa Kemal'i görmeye gelmişti. Kendisine:

-"Bizim hareketin de başına geçmek istemez misiniz?" diye sordu.

Olabilecek şey değildi ama insan yoklamalarını pek seven Mustafa Kemal:

-"Yarım milyonunuz bu uğurda ölür mü?" diye sordu.

Adamcağız yüzüne bakakaldı.

-"Fakat Paşa Hazretleri yarım milyonumuzun ölmesine ne lüzum var? Başımızda siz olacaksınız ya..."

-"Benimle olmaz beyefendi hazretleri, yalnız benimle olmaz. Ne vakit halkınızın yarım milyonu ölmeye karar verirse, o zaman gelip beni ararsınız."
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:24 pm

Bu milletvekilliği ayrıcalığını hiç beğenmedim
****** bir sabah florya’dan dolmabahçe sarayina dönüyor. Yesilköy istasyonunun önünden geçerken birdenbire otomobili durduruyor ve basyaver’e:
- sorunuz, tren var mi? Diye emir veriyor.
O sirada tren hemen hareket etmek üzeredir, hep birlikte otomobilden inip yanindakilerle trene biniyor. Karar ani verildigi ve tatbik edildigi için bu trene binis hemen kimsenin nazari dikkatini çekmiyor. Bir müddet sonra, her seyden habersiz olan kondüktör ata’nin bulundugu kompartimana geliyor. Kafileyi görünce çekilmek istiyor. Ata hemen sesleniyor;
- vazifeni yap! (yanindakileri göstererek) bu efendilere niçin bilet sormuyorsun?
Yanindakiler cevap verirler.
- pasam biz mebusuz. Tren bileti almayiz. Parasiz seyehat ederiz.
Ata hayretle:
- bu imtiyazi hiç begenmedim, der. Çok ayip ve acayip bir kaide
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:24 pm

EZAN
Dolmabahçe önünde demir atmış olan Savarona'nın güvertesinde, hasır koltuğunda güneşin batışını seyrediyordu. Ufuk, minarelerin arkasında kıpkızıl bir renk almıştı. İstanbul, camileriyle ateşten bir fona yaslanmış gibiydi. Füreya, ******'e son okuduğu kitabı getirmiş, yanıbaşında oturtuyordu. "Söyler misiniz, bana bir Münir çalsınlar," dedi ******. Yaveri koşup gramofona bir taş plak koydu. Az sonra, minarelerin birinde yanık sesli bir müezzinin ezanı duyuldu. ****** başıyla işaret verdi. Plağı susturdular. Hepsi huşu içinde ezanı dinlediler. Füreya, başını öteye, camilerden yana çevirmiş olan Ata'nın göz pınarlarında yaşların biriktiğini gördü. Bir damla süzülmüş, yanağından aşağı akıyordu. ******, uzun müddet yanındakilere doğru dönmedi. Nihayet başını çevirdiğinde, hem ezan bitmişti, hem o kendini toparlamıştı. "Ne yazık ki ezanı tekrar ettirmemize imkan yok, Füreyacım," dedi yumuşak bir sesle. "Sabah ezanını bekler, hep birlikte dinleriz Paşam," dedi Füreya.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:24 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:24 pm

ATATÜRK OLMAK


******'ü bulmak her iyi işte,
Her yaşta, her başta ****** olmak.
Gece düşte, gündüz alışverişte
Barışta, savaşta ****** olmak..



Yedide okulun ilk sırasında,
Yetmişte safların en arkasında,
Devlet kapısında, yurt yapısında,
Her harçta, her taşta ****** olmak..



Tarlada en sarı, en olgun buğday,
Şehirde en güzel, en ulu saray,
Seferde, zaferde taçlanmış alay,
Her güçlü yarışta ****** olmak..



******'le olmak her yeni hızda,
Okuyan, çalışan erkekte, kızda.
Uygarlık yolunda, yaşantımızda
Her soluk alışta ****** olmak...
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:25 pm

Be Hey Dürzü
Ne ararsın Allah ile aramda!...
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda
Başı açığa niye türban sorarsın?

Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
Yoksa sana bir zararım, içerim.
İkimiz de gelsek kildan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim

Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp ATATÜRK´e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet
İşgaldeki hali sakin unutma.
ATATÜRK´e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz.

Neyzen TEVFİK
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:25 pm

Ata nın Cevap Veremediği Tek İnsan..?

Tarihimiz sayısız savaşlarla doludur. Biz bu savaşlardan baş kaldırıp ne memleketi imar edebilmiş, ne de kendimiz refaha kavuşmuşuzdur. Bunun sebebi, bizim suçumuz olduğu kadar düşmanlarımızın da suçudur. Çünkü başta Ruslar olmak üzere düşmanlarımız hep şöyle düşünürlerdi:
-Türklere rahat vermemeli ki, başka sahalarda ilerleyemesinler...
Bunun için de sık sık başımıza belalar çıkarırlar, savaşlar açarlar, Balkan milletlerini “İstiklal” diye kışkırtırlardı.
Biz böyle durmadan savaşırken de o zamanlar askere alınmayan gayri müslimler zenginleşirlerdi.
Onların neden zengin, bizim neden fakir kaldığımızı bir köylü, ******’e verdiği kısa bir cevap ile çok güzel açıklamıştır.
******, Mersin’e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü büyük binaları işaret ederek sormuş:
-Bu köşk kimin?
-Kirkor’un...
-Ya şu koca bina?
-Yargo’nun...
-Ya şu?
-Salomon’un...
****** biraz sinirlenerek sormuş:
-Onlar bu binaları yaparken ya siz nerede idiniz? Toplananların arkalarında bir köylünün sesi duyulur:
-Biz mi nerede idik? Biz Yemen’de, Tuna Boyları’nda, Balkanlar’da, Arnavutluk Dağlarında, Kafkaslar’da, Çanakkale’de, Sakarya’da savaşıyorduk paşam...<br>
****** bu anısını naklederken:
-Hayatımda cevap veremediğim tek insan bu ak sakallı ihtiyar olmuştur, der dururdu.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:25 pm

Bayraga saygi
****** bu engin insanlik duygusu ile milletlerin istiklali prensibine olan gönülden saygi ve bagliligini izmir’e girdigi sirada da göstermisti... O’na izmir’de karsiyaka’da bir ev hazirlanmisti ki, bu evde isgal esnasinda yunan krali konstantin’de kalmisti... Evin sahibinin oglu ile hazirlikta çalisanlarin bazi yakin akrabasi yunanistan’da esir bulunuyorlardi; isgal esnasinda, bütün türkler gibi çok izdirap çekmislerdi; içlerinden yaraliydilar ve yunanlilardan öç almak atesiyle yanip tutusuyorlardi. Bu duygularin etkisi altinda evin dis merdiveninin üzerine, muzaffer baskomuta’ninin basip geçmesi için, ipek bir düsman bayragi sermislerdi...
****** yere serili bayragin önünde durmustu; etrafinda bulunan kadin-erkek izmirliler, kendisini içeriye girmeye davet ediyor, gözleri yaslarla dolu:
“buyurunuz, geçiniz, bizim öcümüzü yerine getiriniz. Yabanci kral bu evden içeri, bizim bayragimiza basarak girmisti; siz lütfedin, bu karsilikla o lekeyi silin. Burasi bizim sehrimizdir, bu ev sizin evinizdir, bu hak sizindir” diye yalvariyorlardi.
Hiçbir durumda benligini ve sagduyusunu kaybetmeyen civanmert insan; kendilerine en tatli bakis ve sesi ile:

o, geçmiste hata etmis; bir milletin iskitlalinin timsali olan bayrak çignenmez, ben onun hatasini tekrar edemem,” cevabini vermisti ve ancak bayragi yerden kaldirttiktan sonra beyaz mermerlere basarak içeri girmisti...
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:25 pm

HALKA DEĞER VERME
Acı isgal günlerinde, önemli devlet adamlarinin da hazi bulunduklari toplantida herkes, Türkiye’nin düstügü açikli duruma bir çare ariyor. Amerikan, İngiliz koruyuculugundan söz ediliyor. Bir aralik, Mustafa Kemal Paşa’ya da ne düsündügünü sordular. ******, su kisa cevabi verdi:
- “efendiler, hepiniz konustunuz, isteklerinizi beyan ettiniz ve birbirinize sordunuz, hepinizi dinledik. Fakat... Anadolu;’ya bir sey sordunuz mu?Anadolu’yu dinlediniz mi?
Ona da soralim, bir de onu dinleyelim efendiler!”
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:25 pm

FARENİN KORKUSU
Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken
çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü.
Kendi kendine:
-"İçinde hangi yiyecek var acaba ?" diye düşündü.
Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı.
-"Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye bağırarak telaşla bahçeye fırladı.
Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı:
-"Zavallı farecik...Bu senin sorunun benim değil. Bana bir zararı olamaz küçücük kapanın" dedi.
Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla domuzun yanına koştu ve,
-"Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye adeta çırpındı.
Domuz anlayışla karşıladı ama,
-"Çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol" dedi.
Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve ,
-"Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!" dedi.
İnek ;
-"Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor." dedi.
Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve döndü. Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına karşılaşmak zorunda olduğunu anladı.
O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı.
Minik farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapanacaktı ki birden bir ses duyuldu.
Gecenin sessizliğini bölen gürültü, fare kapanından geliyordu.
Çiftçinin karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından fırladı ve mutfağa koştu.
Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark edememişti.
Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve aniden çiftçinin karısını ısırdı.
Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü.
Doktor, zehiri temizledi sardı. Çiftçi karısını eve getirdi, yatırdı. Karısının ateşi yükseldi ve bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız ateş ve ter içinde kıvranıp duruyordu.
Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu herkes bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu.
Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi.
Karısının hastalığını duyan komşular ziyarete geldiler.
Onlara ikram etmek için çiftçi domuzunu kesti.
Çiftçinin karısı gittikçe kötüye gidiyordu.
Yılan, belli ki çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı iyileşemedi ve öldü.
Cenazesine çok sayıda kişi gelince hepsine yeterli et sağlamak için çiftçi ineği mezbahaya yolladı.
Fare tüm bu olanları büyük üzüntü ile duvardaki deliğinden izledi.

Birisi, sizi ilgilendirmediğini düşündüğünüz bir tehlike ile karşı karşıya ise hepimizin aynı tehlikede olabileceğini hatırlayalım. Hepimiz yaşam denilen bu yolculukta yer alıyoruz.
Diğerimiz için bir gözümüzü açık tutmalı ve diğerlerini cesaretlendirmek için çaba harcamalıyız.

Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerideki cephenin suskunluğudur.

Mustafa Kemal ******
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:25 pm

GERÇEK BİR HİKAYEDİR (Sunay AKIN dan alıntıdır)

1900'lü yılların başında Avrupanın güçlü devletlerinden olan fransa o

dönemin diğer devletlerine haber göndererek yeni bir savaş makinası

bulduklarını ve bu makina ile gösteri yapılacağını diğer devletlerin bu

davete yetkili 2 askeri üye ile katılabileceklerini bildirirler.Gösteri günü

ortalık mahşer yeri gibi kalabalıktır.Osmanlıdan gösteriyi izlemeye gelen

sadrazam ...........paşa(ismini tam hatırlayamıyorum) ve yanında genç bir

subay vardır.Gösteri başlar herkezin şaşkın bakışları altında hava yükselen

bir makina havada sortiler yapmakta belirlenmiş hedeflere ateş

etmektedir evet bu ilk savaş uçağıdır.Derken uçak yere iner,pilot kendisi

ile havalanacak bir gönüllü ister,tabi herkez korku içinde kimse cesaret

edemez ve Osm.paşasının yanındaki genç subay bir Türk cesurluğuyla

hemen öne çıkar -ben gönüllüyüm der.pilot genç Türk subayını giydirir ve

uçağa götürür,tam bineceklerken Osm.paşası genç subayı kolundan tutar ve

--sen in ,der.Subay nedenini sorunca-- içimde kötü birhis var der.bunun

üzerine uçağa başkaı biner uçak havalanır ve yere çakılır.

Evet ogün o Osm.paşası o genç subayın kolundan çekipte uçaktan

indirmeseydi bugün ÇAĞDAŞ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU MUSTAFA

KEMAL ATATÜRK OLMAYACAKTI.Genç subay O idi.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:26 pm

****** ve diğer Türk devlet adamları Avrupai liderlerle düzenlenen bir yemektedir. Yemek esnasında ****** bir an karşı tarafta genç bir İngiliz subayın kendisine öfkeli bir biçimde baktığını farkeder ve uşağı çağırır, der ki: "Git bir sor bakalım, genç adamın derdi neymiş?" Uşak: "Peki paşam." der. Uşak, İngiliz subayın yanına gidip ******'e dik dik bakmasının sebebini sorar ve Ata'ya geri döner.

-Paşam, kendisi babasını Çanakkale Savaşı'nda kaybetmiş, bakışlarının sebebi buymuş.
-Sor bakalım, babasının ne işi varmış orada?
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:26 pm

HİTLER VE KARDEŞİ

Almanların ünlü diktatörü ve malum herkez tarafından bilinen bir yazar olan Adolf Hitler yahudilere soykırım yaptığı dönemlerde kendisinden daha hassas ve insancıl olan kardeşiyle konuşuyordu. Ama Adolf Hitler kardeşini her zaman bir düşman olarak görmekten kendini alıkoyamıyordu. Neredeyse yahudilerden farksızdı hatta onlardan bile tehlikeliydi gözünde. Adolf Hitler kardeşiyle masada yemek yerken birden belinden silahını çekti ve masanın üstüne koydu.
Kardeşine;
- Al bu silahı ve beni vur!!!

Kardeşi şaşkın bir şekilde;
- Ama sen benim ağabeyimsin neden seni öldüreyimki.

Adolf Hitler çok sakin ve soğukkanlı bir şekilde;
- Çünkü sen beni öldürmezsen ben seni öldürücem.
Çünkü senin bir gün beni devirip alman ordusunun başına geçme olasılığı uykularımı kaçırıyor.

Kardeşi;
- Hayır ne senin yerine geçmek gibi bir düşüncem var nede şu an seni öldürmek!

İyi peki der adolf hitler ve hiç düşünmeden silahı masadan alır ve öz kardeşini şakağından vurarak öldürür...
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:26 pm

ATATÜRK VE STALİN

Stalin'in sovyetler birliği'nin başında olduğu dönemler... Sovyetlerin ankara büyükelçisi ünlü bir diplomat Karakan... 1917 ekim devrimi'nin yıl dönümlerinden birinin sabahında stalin, son derece sivri, anlamsız ve onur kırıcı bir demeç veriyor. Bu demecinde aynen şunları söylüyor:

"Herkes bilsin ki, Rus milleti; boğazlarla,Ardahan'ı ele geçirmekten asla vazgeçmeyecektir.Çok yakın bir zamanda bu davalarımızı halletmiş olacağımızı şimdiden müjdeliyorum. .."

Aynı gece ankara'da sovyet büyükelçiliği'nde de ihtilalin yıl dönümü kutlamaları yapılıyor. cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal ******, gece yarısına doğru Stalin'in bu densiz demecinden haberdar oluyor ve maiyetine emrediyor:

"Arabaları hazırlayın gidiyorum."

"Paşamız bu saatte nereye gidecekler?"
" Sovyet Sefareti'ne."
mahiyetin etekleri tutuşur çünkü olayı kavrarlar, içlerinden birisi ******'e:
"Paşa hazretleri nasıl olur?Protokolsüz mü?Siz devlet başkanısınız, protokolsüz nasıl gidersiniz?"
Ben protokol falan dinlemiyorum çocuk. stalin vatanımın topraklarına göz dikmiş, sen bana protokolden söz ediyorsun.Hazırlayın arabaları." diye cevap verir.

Büyük önderimiz ve arabalar hazırlanır. ****** ve maiyeti, sovyet sefaretinin kapısına dayanır.

Ulu önderimiz yüzü asık bir şekilde yukarı çıkar ve o sırada sefarette büyük bir balo vardır. ****** kendisini karşılayan büyükelçi Karakan'ı görünce:

"Merhaba karakan" der ve aynı sert ifadeyle devam eder, "Rahatsız ettik ama sen benim şahsi dostumsun, kusurumuza bakmazsın. bir hususu esasından anlamaya geldim."

"Emredin sayın başkan"

"Ajanstan öğrendiğime göre, başbakanınız Stalin, Ardahan'la boğazları istemiş, kararı katiymiş...Pek yakın bir gelecekte bu kararını uygulayacakmış .Tam böyle söyleyip söylemediğini bilemem ama buna benzer şeyler söylemiş. tabii ki bu nutkun da bir sureti sende vardır.Getir bakalım şunu da işin aslını faslını iyi anlayalım."

Stalin'in nutku getirilir. ****** metnin o kısmını yanındakilere kelime kelime tercüme ettirir. Nutuk ajanstan geçen metin ile aynıdır.

****** sorar: "Karakan, sefaret telsizinden derhal Stalin'i bulduracaksın. Bu beyannatından vazgeçip geçmediğini sorduracaksın. Başbakanın tükürdüğünü yalayacak, yalamazsa ben yapacağımı bilirim. bu cevap bu gece gelecek çünkü benim senin başbakanından daha önemli kararım var.

İstediğim cevabı almadan sefaretinizden dışarı adım atmam. Eğer cevap istemediğim şekilde gelirse bil ki buradan çıkıp doğru Rus sınırına gideceğim..."

Karakan çaresizlik içinde telsizin başına koşar ve ******'ün söylediklerini aynen nakleder. Stalin'den gelen cevap büyük önderimizi tatmin eder çünkü cevapta aynen şöyle söylenmektedir: "Stalin sürçü lisan eylemiştir. boğazlar'la ardahan'ı almak gibi bir arzusu katiyetle yoktur..."

****** cevabı okuduktan sonra Rus büyükelçisi Karakan'a hitaben "Karakan seni geri çağırırlar ve yaşatmazlar. Uzun süredir tanışıyoruz, istersen bize iltica et."

Karakan bu teklife olumsuz cevap verir ve cevabı telgraftan hemen sonra bir telgrafla geri çağrıldığını açıklayarak: "Teşekkür ederim.Sizi tanımış olmam bile kafidir ancak memleketinizdeki vazifem sona ermiştir. Yarın hareket edeceğim."

****** fazla ısrar etmez ve çankaya'ya döner. On gün sonra şöyle bir haber gelir. Sovyetler Birliği'nin eski Ankara büyükelçisi Karakan fırında yakılmak suretiyle idam edilmiştir.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:26 pm

STALİN İN TAVUĞU

Stalin en sadist cinayetlerini planladığı çalışma odasına yakın
dostlarını toplamış sohbet ediyordu. Votka şişelerinin biri
gidip, diğeri geliyordu. Kafalar iyice dumanlanmıştı. Stalin kan
çanağına dönmüş gözlerini etrafında dalkavukluk yarışına girmiş
adamlarına çevirerek sordu:
- Saçını ihtilalde, halk içinde, devlet yönetiminde, bürokraside
ağartmış dostlarım... Söyleyin bakalım halkın yönetime baş
eğmesi, kayıtsız şartsız itaat etmesi için yöneticiler ne yapmalı,
nasıl davranmalıdır?
Her dumanlı kafadan bir ses çıktı. Kimisi adaletten, haktan söz
etti... Kimisi demokrasiden... Kimisi sürgünden, sehpadan,
hapisten... Kitlesel cinayetlerin deha çapındaki katili Stalin,
beğenmedi adamlarının izahatlarını... Bir kadeh daha votka
çekerek şöyle dedi:
-Yönetimi eline geçiren hükümdar en yücedir! Halkın karşınızda
başeğip durması için
ne yapmanız gerektiğini durun da şu beyinsiz
kafalarınıza çivi gibi çakayım... He men hizmetçileri çağırıp
emretti.
- Çabuk bana bir tavuk getirin... Aceleyle bir tavuk kapıp
getirdi adamları... Stalin, kafaları iyice dumanlanmış adamlarının
gözleri önünde başladı canlı canlı tüylerini yolmaya tavuğun.
Bütün tüyleri yolunup cascavlak kalan tavuğu odanın ortasına
salıverdi, lider...
- Şimdi izleyin bakalım nereye gidecek bu şaşkın tavuk...
Zavallı tavuk bu azaptan kaçıp kurtulayım diye aralık kapıdan
dışarı canını atayım diyor, soğuktan tir tir titriyor...
Masaların altına giriyor, köşeli masa ayakları canını yakıyor...
Duvar diplerine koşuyor teleksiz, tüysüz kanatları yara bere içinde
kalıyor... Şömineye yaklaşıyor tüysüz derisi kavruluyor...
Çaresiz, tüylerini yolan Stalin'in bacakları arasına saklanıp,
sığınıyor... O zaman Stalin, cebinden bir avuç yem çıkarıp önüne
tane tane atıveriyor yolunmuş tavuğun... Yemlenen tavuk, Stalin
nereye yönelse peşinden koşuveriyor..
Ağızları bir karış açık kalan dostlarına bakıp, pos
bıyıklarının altından gülerek şöyle diyor Stalin:
- Gördünüz mü, Halk dediğiniz topluluk bu tavuk gibidir.
Tüylerini yolup al ve serbest bırak... O zaman yönetmek kolay
olur... Stalin'in sofra dostları hayretler içinde kalıp:
- Vay anasını birader, adamdaki akıla bak, diye başlarını
salladılar...
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:26 pm

FATİH NİYE ÜSTÜN
Napolyon, S. Helen adasında sürgün bulunduğu sırada ‘Fatih mi yoksa siz mi büyüksünüz? Sorusunu soranlara şöyle cevap vermişti:
Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam. Çünkü ben, kılıçla zaptettiğim yerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım. O ise; fethettiği yerleri nesilden nesile intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:26 pm

GÖNLÜMÜ FETHETTİĞİ İÇİN
Fatihe sorarlar:
-İstanbulu niçin fethettin?
Cevap verir:
-Önce o benim gönlümü fethettiği için!

KADER
Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2. Murat Han:
-“Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz” diye çıkışır.
Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:
-Peder ne der, kader ne der.

FATİH SULTAN
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:
-Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
-İkimiz de Hazreti Ademin çocukları değil miyiz? demiş. Elbette kardeşiz.
Sultan Fatih:
-Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez.

AÇLIK
Fatih, hocası Akşemseddin’e sorar:- İnsan açlığa ne kadar dayanabilir?
Akşemsettin cevap verir:- Ölünceye kadar.

GENÇ FATİH
Bir genç, “Fatih Sultan Mehmed’in resmini neden hep yaşlı bir insan suretinde çiziyorlar” diye sorunca, bir yazarımız şöyle cevap vermiş:
- Yaptığı işler o kadar büyük ki, bunları genç bir insanın yapacağını hayallerine sığdıramıyorlar
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:27 pm

"Sen de mi oğlum Brütüs!?.."

Jül Sezar, M.Ö 101 yılında Roma'da soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Sağlam bir eğitim gördüğü gibi, ailesi tarafından bir silahşor olarak yetiştirilmişti. Edebiyata ve güzel sanatlara aşırı bir düşkünlüğü vardı.

Fakat bu genç adam, dünya zevklerine, içkiye ve kadınlara karşı da aynı ilgiyi duyar, bu arada kendisine açılan erkek kollarına hiç çekinme duymadan vücudunu teslim ederdi. Olağanüstü bir hatip, yaman bir binici, kadınları baştan çıkarmada eşi bulunmaz bir ustaydı. Roma'da genelev sokağında bir oda tutarak yıllarca sefahat içinde yaşamıştı.

Annesi Auralia, bu çok yakışıklı, güzellikte mitoloji kahramanları Adonis ve Paris'le eş tutulan oğluna para yetiştirmekte güçlük çekiyordu. Jül Sezar, parası tükenince, arkadaşlarından ve düşüp kalktığı *****lardan borç alır, bir daha da ödemezdi. Onlara şöyle derdi yalnızca:

"Dostlarım, Roma İmparatorluğunu pençeme alacağım güne kadar bana zaman veriniz..."

Yirmi yaşlarındayken. İmparator Sulla'nın can düşmanı Marius'un yeğeni olduğu için, Roma'dan kaçmak zorunda kaldı. Anadolu'ya kaçmak isterken korsanların eline düştü. Korsanlar onu Antalya'ya götürmüşler ve kurtuluş parası olarak 20 talent istemişlerdi. Genç delikanlı kendisine biçilen bu fiyat karşısında küplere binmiş ve :

"Hayvanlar!., Ben 20 talentlik bir tutsak mıyım? Yakaladığınıza iyi bakın, size 50 talent getirteceğim!..)" diye bağırmıştı.

Roma'daki ailesine bir mektup göndermiş, para gelinceye kadar da korsanlarla al takke ver külah bir hayat yaşamıştı. Onlarla içki içiyor, şiirler okuyup oyunlar oynuyordu. Ara sıra da korsanlara :

"Hayvan herifler!.. Elinizden bir kurtulursam, göreceksiniz hepinizi astıracağım!.." diyordu. Korsanlar, bu deli dolu gencin sözlerini ciddiyi almazlar, gülmekle yetinirlerdi.

Parası gelince özgürlüğüne kavuştu ve Ege bölgesindeki Milet kentine gitti. Buradan sağladığı birkaç gemiyle, kendisini tutsak eden korsanların üzerine giderek, onları Antalya açıklarında yakaladı. Hepsini zincire vurup Bergama'ya götürdü, Vali'nin vereceği emri beklemeden hepsini astırdı.

Roma'ya dönüp siyasi hayata atıldığında 33 yaşlarındaydı. Yakın arkadaşlarından biri, Jül Sezar'a siyasi tutkuları olduğunu söylediğinde ondan şu karşılığı aldı :

"Ne diyorsun sen! Makedonyalı Büyük İskender'in hayatını okumadın mı? O benim yaşımdayken bütün dünyayı ele geçirmişti. Ben daha ne yaptım?"

Kırk bir yaşına geldiğinde, Roma'nın seçkin kişilerinden biri olmuştu. Çağının ünlü generallerinden Crassus ve Pompeus ile üçlü bir anlaşma yaparak kendisini "Konsül / Devlet Başkanı" seçtirtti. Dostlarına ve düşüp kalktığı kadınlara olan 1300 talent borcunu ödemek için Galya Valiliği’ni de üzerine aldı. Bu yetki kendisinde olmasına rağmen Senato ses çıkaramadı. Çünkü Jül Sezar’ın Galya Valisi olarak Roma'dan uzaklaşması ihtimali hem Senato’nun hem de Pompeus'un işine geliyordu. Bu nedenle Galya dışında bazı eyaletleri de ona bağladılar.

Jül Sezar'ın amacı, Galya'da kendine bağlı bir ordu kurmak ve Roma'nın üzerine yürüyerek diktatör olmaktı. Konsüllük süresi bir yıl sonra bitince Jül Sezar Galya'ya gitti. Sekiz yüzden fazla kenti olan bu zengin ülke onun borçlarını ödedikten başka, gerekli adamları satın alacak ölçüde zenginleşmesine de yetti. Savaşlarda ele geçirilen 1 milyon tutsağın köle olarak satışından eline gecen para, Jül Sezar’ın en güçlü silahı olmuştu. Romalılar yüz yirmi yıl içinde Galya'nın ancak Güney bölgelerini ele geçirebilmişlerdi, Sezar sekiz yılda bütün Galya'yi Roma imparatorluğu sınırları içine kattı.

Bu sıralarda Crassus, Doğu'da Fırat ırmağı kıyılarında Partlara yenilerek ölmüş ve Pompeus Roma'nın tek egemeni durumuna gelmişti. Pompeus mutlu ye kaygısız bir yaşantı içindeydi. Oysa çevresindekiler. Jül Sezar’ı iyi tanıdıklarından, Pompeus'a sık sık şu soruyu soruyorlardı :

"Sezar, Roma üzerine yürürse, onu durdurup geri püskürtecek askerleriniz var mı?"

Pompeus gururla gülümsüyor:

"Kaygılanmayın, İtalya’nın neresinde olursa olsun, ayağımla yere vurduğumda oradan ordular fışkırtırım,," diyordu. Oysa elinde hazır ve kendine bağlı bir ordusu yoktu. Sezar ise, kendisine ölesiye bağlı bir ordu kurmuştu. Roma generallerinden hiç birine benzemiyordu. Askerleriyle birlikte oturup şarap içer, onlarla zar atıp kumar oynar, en kaba ve cıvık şakalar, arkadaşlıklar yapardı. Fakat savaşlarda değişir, gerçek bir komutan kesilirdi.

M.Ö. 50 yılında, kasım ayının ilk gününde toplantı durumundaki Senato'ya bir haber ulaştı :

"Sezar, sekiz lejyondan kurulu ordusuyla, Alplerden Güney'e doğru iniyor."

Pompeus, beklemediği bu haber karşısında çok şaşırmıştı. Daha önceki sözünü unutmayan bir dostu:

"Haydi ayağını yere vur da ordular fışkırsın, zamanı geldi..:" diyerek Pompeus'la alay etmişti. Pompeus ve Senato'daki taraftarları. Jül Sezar'a şu haberi saldılar:

"Sezar askerlerini hemen terhis etmeli ve geriye yalnızca bir lejyon bırakmalı, ayrıca Galya Valiliğinden de istifa; ederek, Roma'ya sıradan bir yurttaş olarak girmeliydi."

Sezar, bu şartları kabul etmedi ve savaştan başka çıkar yol olmadığını anladı. Roma üzerine yürüyüşe geçtiğinde Pompeus hazinesini bile almaya vakit bulamadan, taraftarlarıyla birlikte Adriyatik denizindeki donanmasına binerek Epir'e kaçtı.

Jül Sezar'ın donanması yoktu, mevsim de kıştı. Varını yoğunu askerlerine dağıtmış, meteliksiz kalmıştı. Hızlı bir yürüyüşle karadan dolaşıp Yunanistan'ın Epir bölgesine girdi. Pompeus ve taraftarlarının 47 bin kişilik yaya, 7 bin kişilik de atlı ordusu vardı. Sezar'ın ordusu daha küçüktü. Emrinde 22 bin yaya ve bin atlı askeri vardı.

Savaş, yalnızca Jül Sezar ve Pompeus arasında geçmiyordu. Kısa süre içinde bütün Roma İmparatorluğuna yayılmış, bir iç savaş halini almıştı. Bir tarihçi, bu dönemi şöyle anlatmaktadır :

"Bütün Senato bu savaşın içindeydi. Ordular da öyle. Hepsi Roma kanı taşıyan askerlerden kurulu 11 lejyonla öteki 18 lejyon amansızca çarpışıyorlardı. Galyalılar ve Germenler Jül Sezar'ı tutuyorlardı. Trakya, Sicilya, Yunanistan, Makedonya ve Doğu Pompeus'la birlikti. Savaş İtalya'da başladı, oradan Galya'ya ve İspanya'ya sıçradı; Batı'dan dönerek bütün şiddetini Epir ve Tesalya üzerine topladı; Mısır'a kadar uzandı. Küçük Asya'ya el attı ve alev ancak Afrika'da söndürülebildi..."

Yunanistan'da Farsalos bölgesinde iki ordu arasında korkunç bir meydan savaşı olmuş ve Sezar, Pompeus'un ordusunu darmadağın etmişti. Pompeus, Mısır Kralı Ptolemeus'un yanına kaçmaktan başka çare bulamamıştı. Roma artık Jül Sezar'ın "pençeleri" arasındaydı. Dört bin kişilik seçme bir orduyla, Pompeus'un arkasından Mısır'a gitti. Ptotemeus, başına gelecekleri anladığından, Pompeus'un kafasını keserek Jül Sezar'a gönderdi. Sezar burada, Ptolemeus'un kız kardeşi Kleopatra'yla uzun bir aşk hayatı yaşadıktan sonra onu Mısır Kraliçesi yaptı. Sonra M.Ö. 47 yılında Anadolu'ya girerek Pontus Kralı Pnarankes'i yendi. Savaş beş gün sürmüş, Sezar durumu Roma Senatosuna şu üç kelimeyle bildirmişti:

"Veni, vidi, vici." (Geldim, gördüm, yendim.)

Aynı yıl Roma'ya dönerek İmparator oldu. Önce 1 yıl için diktatör ilân edildi. Senato daha sonra bu yetkiyi 10 yıla çıkardı. Aradan çok geçmeden de Jül Sezar, ömür boyunca diktatör seçildi.

Koyu Cumhuriyetçiler ve soylular, Roma İmparatorluğunun diktatörlüğe kaymasından tedirgin olmuşlardı. Sonunda, Sezar'ı öldürüp Cumhuriyeti kurtarmak için gizli bir örgüt kurdular. Bu örgüte, Sezar'ın yetiştirmesi, bir söylentiye göre de, düşüp kalktığı kadınlardan Servilia'dan doğan öz oğlu Brütüs de girmişti. Örgüt, suikast için M.Ö. 44 yılının 15 martını seçmişti. Bir kâhin ona daha önceden, "15 marttan sakın" demişti. Bir gece önce de karısı kötü bir rüya görmüş ve Jül Sezar'ın sokağa çıkmamasını istemişti. O sabah yolda, Kâhin'e rastlamış ve :

"İşte 15 mart geldi..." demişti. Kâhin de Jül Sezar'a şu karşılığı vermişti :

"15 mart geldi, ama daha bitmedi...)"

Jül Sezar, Senato'ya gelince suikastçılar çevresini sardılar. Hançerleri harmanilerin altında gizliydi. İçlerinden biri, siyasi hükümlü olan kardeşinin bağışlanmasını diledi. Sezar onu dinlerken, suikastçılar hançerlerini çekip saldırdılar. Titilus adlı bir soylu, Jül Sezar'ın harmanisini omuzlarından tutarak aşağı doğru yırttı. Sezar, ilk önce kendini savunacak oldu, fakat vücuduna saplanmak için havaya kalkan hançerlerden birini Brütüs'ün tuttuğunu görünce:

"Sen de mi oğlum Brütüs!?.." diye bağırdı ve harmanisini başına örterek, kendini hançer vuruşlarına bıraktı.

Tam 23 yerinden hançerlenen Jül Sezar, cansız yere serildi. Suikastçılar, Sezar'ın ölümünden halkın sevinç duyacağını sanmışlardı. Kanlı hançerlerini Roma halkına göstererek :

"Zalimin vücudu ortadan kalktı!.." diye bağırıyorlardı.

Fakat, Roma halkının tepkisi, umdukları gibi olmadı. Halk, "katillere ölüm!." Bağrışlarıyla ayaklanınca kaçmak zorunda kaldılar. O sırada, Senato'nun Jül Sezar'ı öldürenleri bağışladığı öğrenilince halk Senato'ya saldırdı. Yapıyı ateşe verdiler. Halkın ayaklanması üzerine Sezar'ın katilleri Roma'dan kaçtılar ama, peşleri bırakılmadı.

Bunlardan, Sezar'ın çok sevdiği Brütüs, Makedonya'da yakalanacağını görünce intihar etti.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:27 pm

YA SEN BİZİ KİMİNLE SANIRDIN?!

Hayatı muhteşem zaferlerle dolu olan Yavuz Sultan Selim, kısa fakat dolu dolu geçen hayatında küçük bir çıbana yenik düşer. Son anlarında yanında Hasan Can vardır. Yavuz, Hasan Can’a sorar:

- Hasan bu ne hâl?

- Şimdi Allah ile birlikte olma zamanıdır sultanım!

Cevap oldukça düşündürücüdür.

- Bre Hasan, sen bunca zamandır, bizi kiminle bilirdin?!

Yavuz Sultan Selim’in konuşmaya mecali kalmamıştır. Mushaf-ı Şerif’i işaret eder. Hasan Can güzel sesiyle Yasin-i Şerif’e başlar. Okumaya başlamasıyla yüzünde huzurun izleri halelenir. Sonra latif bir tebessüm yayılır etrafa. Koca Sultan belki de ilk kez böyle tebessüm eder dünyaya.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:27 pm

PARLAYAN KILIÇ

Venedik’ten bir elçi gelmiştir. Herkesin cihanı titreten padişahı görmek isteyip de göremediği bir devirdir. Elçi, Koca Sultan’la görüşüp ülkesine geri döner. Ülkedeki üst düzey yöneticiler başta olmak üzere herkes bu heybetli sultanın nasıl birisi olduğunu öğrenmek istemektedir. Elçiye cihan sultanı Yavuz’un nasıl birisi olduğunu sorarlar.

- Göremedim, der elçi. Merak ederler:

- Huzuruna girdiğin, yanına kadar vardığın hâlde nasıl göremedin?

Bunun üzerine elçi şu müthiş itirafta bulunmak zorunda kalır:

- Kılıcı öyle parlıyordu ki, yüzüne bakamadım.

Kısa sürede Venedik elçisinin bu sözleri Osmanlı Sultanı’nın da kulağına gelir ve haşmetli Sultan şunları söyler:

- Paşalarım, der. Osmanlı Devleti’nin kılıcı parladığı müddetçe zalimlerin boynu daima eğik gezecektir. Ama Allah korusun, bu kılıç ne zaman ki kınına girer de paslanmaya başlarsa, işte o zaman kafalar yavaş yavaş dikilir ve bir gün bize yukarıdan bakmaya başlarlar.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:27 pm

ÖNÜMÜZDE FAHR-İ KÂİNAT YÜRÜYOR!

Yavuz Sultan Selim, ordusuyla beraber Mısır seferine çıkmıştı. Mısır’ın merkezi Kahire’ye ulaşmak için Sina Çölü’nü geçmek gerekiyordu. Kurak ve çorak bu çölü geçmek neredeyse imkânsız gözüküyordu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Yavuz, Sina Çölü’nü ordusuyla geçmeye kararlıydı. Ordu içinde bunun imkânsız olduğunu söyleyenler olduysa da onları susturmasını bildi. Sina Çölü’nü geçerken yaşanan şu vaka ibretliktir:

Sina Çölü’nde yıllardan beri yağmur yağmamasının verdiği kuraklıkla, müthiş sıcaklık ve kum fırtınası vardır. Çölde ilerlerken Sultan Selim Han, bir ara atından iner. Sultanın ardından tüm devlet adamları da attan iner. Başta Sultan Selim Han ve tüm ordu, kurak ve çorak Sina Çölü’nde yayan yürümektedir. Ordu harap ve bîtab hâle gelmiştir. Fakat Yavuz, büyük bir edeb ve huşu içinde yürümeye devam etmektedir. Sebebi sorulunca; bütün heybet ve azametinden sıyrılıp, sükunet ve edeple şöyle der: “Önümüzde, Fahr-i Kâinat Resûlullah Efendimiz Hazreti Muhammed yürümükteyken, at üstünde gitmekten hayâ ederim!” Yavuz ve ordusu bir hafta gibi kısa bir sürede Sina Çölü’nü geçerek tarihte eşine az rastlanır bir başarıya imza atmışlardır.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:27 pm

YAVUZ SULTAN SELİM’İN KAFTANI

Sekiz ay süren Mısır seferi sona ermiş, dönüş yolculuğu başlamıştır. Yavuz Sultan Selim dönüşte hocası Anadolu Kazaskeri İbn-i Kemal’in yanında bulunmaktadır. Hem yol almakta hem de hocasına merak ettiği meseleleri sorup onun ilminden faydalanmaktadır. Ordu ilerlerken bir ara çamurla kaplı bir sahadan geçilir. Bu arada hiç beklenmedik bir hadise olur ve Kemalpaşazade’nin atının ayağı sürçer. Yerden sıçrayan çamurlar Yavuz’un kaftanını kirletir. Herkesin yüreği ağzına gelmiş, ne olacağını birbirine sormaktadır. Büyük âlim Kemalpaşazade ise başını önüne eğmiş, endişeli gözlerle beklemektedir. Koca Yavuz, değerli hocasının edebi ve mahcubiyeti karşısında kızarır ve ilme ne kadar değer verdiğini anlatan şu sözleri söyler: “Hocam üzülmeyiniz! Sizin gibi bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için bir ziynettir.” Ve kaftanını çıkarıp yaverine uzatırken: “Vasiyetimdir, öldüğüm zaman bu kaftanı sandukamın üzerine sersinler!” diye emir buyurur. Gerçekten de ulu hakanın vasiyeti yerine getirilmiş ve sözü edilen kaftan Yavuz Sultan Selim’in sandukasını süslemiştir.
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ünlü Liderlerden Hikayeler Empty Geri: Ünlü Liderlerden Hikayeler

Mesaj  Culture Shock Salı Mayıs 04, 2010 6:28 pm

İKRAM
Padişah Yavuz Sultan Selim döneminde İran Şahı Yavuz Sultan Selime bir sandık dolusu altın gönderiyor bu Yavuz Sultan Selime ulaştığında sarayı pis bir koku kaplıyor herkez bunun ne olduğunu çok merak ediyor ve sandığı açyorlar içinden bi dolu altın çıkıyor ve koku gitgide dahada artıyor ve en sonunda sandığın dibinde afedersiniz insan pisliği çıkıyor yani İran şahı, yavuz sultan selime hakaret ediyor yavuz sultan düşünüyor taşınıyor en sonunda aklına bir fikir geliyor ve o ara İstanbulun en çok satılan gül kokulu lokumundan bir paket hazırlatıyor sandığın dibine koyuyor üstünü altınla kaplıyor en sonundada lokumun üstüne bir not iliştiriyor neyse bu İran Şahına gidiyor ve saraya girildiğinde etrafı muhteşem bir koku sarıyor tabi İran şahı merak ediyor sandık açılıyor en sonunda Yavuz Sultan Selimin elçisi lokumu alıyor çin padişahı huylanmasın diye bir tane kendi ağzına atıyor we daha sonra İran şahına ikram ediyor nottada
AFİYET OLSUN PADİŞAHIM HERKES YEDİĞİNİ İKRAM EDER DİYOR...
Culture Shock
Culture Shock
Kurucu & Yönetici
Kurucu & Yönetici

Erkek Aslan Mesaj Sayısı : 2003
Kayıt tarihi : 01/05/10
Nerden : Samsun
İş/Hobiler : Masa Tenisi, İddaa, Futbol vb..
Lakap : Fighting Machine

http://cultureshock.bossforum.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz